Hayatımızda bazı nesneler vardır ki, onları her gördüğümüzde içimizde tuhaf bir his uyanır. Kimileri için bu, bir kitap, bir kıyafet ya da belki de bir kahve makinesi olabilir. Benim içinse bu nesne, üçlü priz. Evet, yanlış duymadınız: üçlü priz. Her markette, her elektrikçide hatta internette gezerken bile karşıma çıktığında, içimde bir ses fısıldıyor: “Al onu, sana lazım olacak!”
Peki, neden? Neden her üçlü priz gördüğümde kendimi bir tane daha almaktan alıkoyamıyorum? Bu durumu biraz düşündüm ve aslında bunun altında yatan birkaç mantıklı (ya da mantıksız) sebep olduğunu fark ettim.
- “Bir Gün Lazım Olur” Düşüncesi
Üçlü prizler, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Telefonlarımızı, bilgisayarlarımızı, tabletlerimizi, hatta bazen birden fazla cihazı aynı anda şarj etmek için onlara ihtiyaç duyuyoruz. Her üçlü priz gördüğümde, aklıma hep “Ya bir gün bir yere gidersem ve priz yetersiz kalırsa?” düşüncesi geliyor. Sonuçta, kim bilir, belki bir gün bir otel odasında ya da misafirliğe gittiğimde birden fazla cihazı şarj etmem gerekecek. İşte o an, yanımda bir üçlü priz olursa ne kadar rahat edeceğimi düşünüyorum. - “Fazla Priz, Göz Çıkarmaz” Mantığı
Üçlü prizler, özellikle de uzun kablolu olanları, evdeki priz sıkıntısını bir anda çözebiliyor. Oturma odasında, yatak odasında, mutfakta hatta balkonda bile bir tane bulundurmak, hayatı kolaylaştırıyor. Her yeni üçlü priz aldığımda, kendimi “Bu sefer de mutfak için alsam iyi olur” diye ikna ediyorum. Sonuçta, fazla priz göz çıkarmaz, değil mi? - Tasarım ve Renk Seçenekleri
Üçlü prizler artık sadece işlevsel değil, aynı zamanda şık tasarımlarıyla da dikkat çekiyor. Pastel renkler, minimalist tasarımlar, hatta USB portlu modeller… Her yeni model gördüğümde, içimde bir “Bu da çok güzel, bunu da almalıyım” hissi uyanıyor. Sanki bir koleksiyon yapıyormuşum gibi hissediyorum. Belki de bir gün, bir üçlü priz koleksiyoncusu olarak anılırım kim bilir? - Anlık Heyecan ve Tatmin Duygusu
Bazen alışveriş yapmanın verdiği o anlık heyecan ve tatmin duygusu, bizi gereksiz şeyler almaya itebiliyor. Üçlü priz de bu kategoride yer alıyor. Her ne kadar evde birkaç tane olsa da, yeni bir tane aldığımda kendimi bir anda daha organize ve hazırlıklı hissediyorum. Sanki hayatım bir anda düzene girecekmiş gibi geliyor. Tabii bu his, genellikle prizi eve getirdikten sonra geçiyor ama olsun, o anki mutluluk paha biçilemez! - “İndirimde, Kaçırma!” Etkisi
Son olarak, indirimler de bu durumu tetikleyen önemli bir faktör. Özellikle teknoloji marketlerinde ya da online alışveriş sitelerinde gördüğüm “Sadece bugüne özel %50 indirim!” gibi kampanyalar, içimdeki üçlü priz alma dürtüsünü harekete geçiriyor. “Zaten bir gün lazım olacak, hem de indirimde, neden almayayım ki?” diye düşünüyorum. Ve işte o an, bir üçlü priz daha sepete ekleniyor.
Peki, Bu Durum Normal Mi?
Aslında bu durum, birçok insanın yaşadığı bir tüketim alışkanlığı. İhtiyaç duymasak bile, bazen sadece “olsa iyi olur” düşüncesiyle bir şeyler alabiliyoruz. Üçlü prizler de bu kategoride yer alıyor. Belki de bu durum, modern hayatın bize dayattığı “her an her şeye hazırlıklı olma” dürtüsünden kaynaklanıyor. Ya da belki sadece benim küçük bir takıntım. Kim bilir?
Sonuç Olarak…
Her üçlü priz gördüğümde içimde uyanan o alma isteği, belki de hayatımızın ne kadar çok elektronik cihazla dolduğunun bir göstergesi. Ya da belki sadece, küçük şeylerle kendimizi mutlu etme çabamız. Ne olursa olsun, bir sonraki üçlü prizi gördüğümde yine kendimi almaktan alıkoyamayacağımı biliyorum. Sonuçta, bir tane daha olsa ne olur ki?



