Kıymetli okuyucularımız bu yazımızda Hakan ve Olivia’nın başından geçen ilham veren hikayeyi bir solukta okuyacaksınız. Hazırsanız başlayalım.
Hayatım boyunca kimseye zarar vermemeye çalıştım. Adil olmak, helal kazanmak, doğru yolda kalmak gibi değerlerle büyüdüm. Ama bazen insan, ummadığı yerden sınanır. İşte, benim hikayem de böyle başladı.
Bir sabah, telefonumun çalmasıyla uyandım. Hemen açtım. Arayan, çocukluk arkadaşım Hakan’dı. Heyecanlı ve telaşlı bir sesi vardı. “Olivia,” dedi, “uyandırmak istemezdim ama sana hemen ulaşmam lazım. Dün yeni bir araba aldım. Hem de çok ucuza. Ama işin içinde bir iş var gibi… Detayları telefonda anlatamam, hemen buluşmamız lazım.”
Hakan’la mahallemizin eski kahvehanesinde buluştuk. Elinde yeni aldığı arabanın belgeleri vardı. Dışarıda, parlak kırmızı, gösterişli bir araç duruyordu. Anlattığına göre, bu arabayı pert kaydı bulunan bir araç üzerinden almış. Ancak, işin garip yanı şu ki, Bulgaristan’dan gelen parçalarla arabanın motor ve şasi numaraları değiştirilmişti. “İşin içinden çıkamadım,” dedi Hakan, “bu kadar ucuza bu arabayı alabileceğime inanamıyorum.”
İçimde bir huzursuzluk vardı. “Bunu polise bildirmemiz lazım,” dedim. Hakan önce karşı çıktı. “Ne yapalım, herkesin gözü açık, biz mi safız?” diyordu. Ama sonunda onu ikna ettim. Birlikte karakola gittik. Durumu anlatınca polis memuru yüzümüze dikkatlice baktı ve “Bu, düşündüğünüzden daha büyük bir iş,” dedi.
O andan itibaren her şey hızlandı. Polis, Hakan’ın aracı üzerinde inceleme yaptı ve bizi de sorguya aldı. Meğer bu işin arkasında büyük bir suç örgütü varmış. Tekirdağ merkezli, 11 farklı ilde operasyonlar düzenleniyormuş ve biz farkında olmadan bir dolandırıcılık zincirine düşmüşüz. Hakan’ın aldığı araba da bu zincirin bir halkasıymış.
Bir yandan suçluların yakalanması için polisle işbirliği yaparken, diğer yandan Hakan’ın yaşadığı korku ve pişmanlığı izlemek beni derinden etkiledi. Hakan tutuklanmadı, çünkü işin içine kasıtlı olarak girmemişti. Ama bu olay, ona ve bana büyük bir ders oldu: Ucuza gelen her şeyin bir bedeli vardır, bazen bu bedel çok daha ağır olabilir.
Hakan, şimdi o arabaya bakarken iç çekiyor. Bense bir kez daha hayatım boyunca doğru yoldan ayrılmamayı kendime öğütlüyorum.



